Neşeli Günler filmini hepimizin izlediğini tahmin edebiliyorum. Adile Naşit ve Münir Özkul’un başrollerini paylaştığı bu mükemmel filmin başlangıç konusunu da hepimiz biliyoruz; turşu kavgası. Bir turşu dükkanını işleten karı-koca en güzel turşu suyunu ben yaparım diyerek kavgaya dalıyorlar ve sonrası ayrılık. Bizim de turşuya merakımız bu kısımda başladı. Ekşi ekşi yediğimiz bu nefis tat her öğün masalarımızdan ayrılmadı. Eski zamanlarda bu lezzet her sokak başında bizi karşılardı. O güzel süslü arabaları ve rengarenk turşuları ile içimizi şenlendirirdi. Lakin artık yalnız turşu dükkanları bile bulmak çok zor. Her markette kolaylıkla bulabiliyoruz. Simit gibi satan bu lezzet her bir insanın damak zevkine göre yapılıyor. İnanır mısınız, haşlanmış yumurtanın bile turşusunu yapıyorlar.

sokak-tursucusu

Sokaklardan ziyade Eminönü taraflarında görebilirsiniz turşucuları. Her sebzenin turşusu yapılıyor desek yalan olmaz. Tabi en başta gelen beyaz lahana ve salatalık turşusudur. Kırmızı lahana, domates, fasulye turşusu da en çok tercih edilen turşulardandır. Acı turşu suyu acı severler için vazgeçilmeyen bir turşu suyu çeşididir. Yaptığınız turşunun sebzesi veya meyvesi taze ve diri olmalıdır. Tuz oranının çok önemli bir nokta olduğunu unutmamak gerekir. Fazla tuzlu olursa yiyemeyeceğiniz bir tat ile karşılaşırsınız. Eğer tuzu az olursa sebze/meyveler yumuşak olur ve zehirli bakteriler biriktirir.

Eskileri çok fazla özletiyor bize bu tat. Sokaklarımızı şenlendiriyordu ve bize o zamanki değeri gösteriyordu. Işıl ışıl turşu arabalarıyla gördüğümüz an başından ayrılmazdık. Bir bardak turşu istediğimiz zaman hem turşuyu hem de suyunu iyice doldururdu ton ton amca. Turşuları yedikten sonra kimi zaman acılı kimi zaman acısız olan suyunu dikerdik kafaya. Şimdilerde o eski samimiyetli ortamlar maalesef ki çok az bulunuyor. Çoğu yerde sokak turşucuları bile bulunmuyor. Beşiktaş, Eminönü taraflarında rahatlıkla görebilirsiniz.